SERVET YILDIRIM – Merkezi yönetim bütçesi ve Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programında detaylandırılan bir politika çerçevesi çizer. Belirlenen makroekonomik hedefler ile ekonomik ve sosyal alanlarda izlenecek politikalar kamuoyuyla paylaşılır.
İş dünyasının yorumları
2025-27 yıllarını kapsayan OVP geçen hafta açıklandı. Farklı yorumlar geldi.
İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç’e göre enflasyon ve büyüme tarafındaki revizyonlarla OVP’de “Ekonominin gerçekleriyle uyumlu, yeni gelişmeler karşısında anında refleks gösterebilen bir yönetim anlayışı ortaya kondu.”
İstanbul Sanayi Odası Başkanı Erdal Bahçıvan, yeni OVP dönemi boyunca ekonomik büyüme, istihdam, finansal istikrar ve fiyat istikrarı hedeflerine ulaşmak için kapsamlı ve çok boyutlu bir yaklaşımın benimsenmiş olduğunu, özellikle enflasyonla mücadelenin temel felsefe olarak ele alınmasının önemli olduğunu söylerken, açıklanan büyüme oranlarını bu enflasyon hedeflerine ulaşılmasında biraz iyimser bulduklarını da belirtti. Yani enflasyon tahminleri ile büyüme tahminleri arasında tutarsızlık görüyorlar.
TİM Başkanı Mustafa Gültepe ise OVP’de ürün ve pazar çeşitlendirmesi, etkin ticaret diplomasisi, ticaretin kolaylaştırılması, ihracatın finansmanı, ithalat bağımlılığının azaltılması, hizmet ihracatının geliştirilmesi, ihracatta yeşil ve dijital dönüşüme vurgu yapılmış olmasına dikkat çekti. Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç OVP’de yapısal dönüşüme ilişkin somut bir yol haritasının ortaya konulduğunu söyledi.
Benim yorumum
Aslında bu OVP’nin öncelikleri ile geçmiş OVP’ler arasında çok radikal bir farklılık göremedim. Öncekilerde de benzer temel amaçlar ve öncelikler sıralanmıştı ama uygulama aşamasına gelindiğinde bambaşka bir program izlenmişti. Enflasyonun tek haneli seviyelere düşürülmesi neredeyse tüm programlarda yer aldı. Kamu açıklarının azaltılması ve mali disiplin vurgusu hepsinde vardı. Yeşil dönüşüme önem verileceği önceki OVP’lerde de belirtildi. Büyümenin sürdürülebilir olması ve beşeri sermayenin güçlendirilmesi gibi unsurları da önceki programlarda görmüştük. Ama bu programda, gördüğüm kadarıyla daha spesifik hedefler ve stratejilerle, özellikle enflasyonla mücadele ve teknolojik dönüşüm üzerine daha fazla odaklanılmış. Aslında geneli itibariyle bir “dengelenme” OVP’si olmuş.
Dikkat çeken cümle
Benim bu OVP sunumunda dikkatimi çeken önemli bir cümle vardı. “Geçtiğimiz yıl yapılan genel seçimlerle birlikte ülkemizde siyasi belirsizlik ortadan kalkmış ve seçimsiz uzun bir döneme girilmiştir. Seçimlerin hemen ardından uygulamaya koyduğumuz ekonomi programıyla da politika belirsizliklerini ortadan kaldırdık. Güncellediğimiz bu Orta Vadeli Programla da kararlı bir şekilde ülkemizin istikrarını ve kalkınmasını sağlayacak, refahını artıracak politikaları hayata geçirmeye devam edeceğiz” diyordu.
Ben bu sözleri seçim ekonomisinin uygulanmayacağı bir dönemin ilanı olarak algılamak istiyorum. Çünkü önceki OVP’ler OVP dönemine denk gelen seçimlerin gölgesinde geçti; uygulamalar ve sonuçlar planların ve hedeflerin uzağında kaldı. OVP’ler inandırıcılığını ve itibarını kaybetti. Oysa OVP’ler tanımı gereği “Özel kesim için öngörülebilirliği artıran bir yol haritası niteliği taşımaktadır.” Hazırlanma amaçlarından biri de özel sektörün önüne bir perspektif koymaktır. Bu planlar şirketlere bütçe ve planlarını yaparken ışık tutmalı, zemin hazırlamalıdırlar.
Türkiye’nin seçimsiz dönemde ekonomiye odaklanarak, önce ekonomide istikrarı sağlaması ve beraberinde yapısal reformları hayata geçirmesi ve gerekli düzenlemeleri yapması gerekiyor. Bu OVP bu adımların alt yapısını oluşturmalıdır. Bu dönemde kapsayıcı ve yüksek bir büyüme, sürdürülebilir bir cari açık, güçlü bir işgücü piyasası, kırılgan olmayan bir mali denge, makul bir enflasyonun bir arada olduğu ekonomik tabloya ulaşılmaya çalışılmalıdır.