Emekli tümamiral Yaycı, Yunanistan’la yaşanan tansiyonu SÖZCÜ’ye anlattı. Lozan’ın maksat alınmasına reaksiyon gösteren Cihat Yaycı, “Lozan öylesine kıymetli ki! Türkiye’nin haklarını savunmak için Lozan zabıtlarını çok güzel incelemek lazım” dedi.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı eski kurmay lideri emekli tümamiral Cihat Yaycı, Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in bütün konuşmalarının temelini Türkiye düşmanlığı ve Türkiye’yi şikayet üzerine oturttuğunu söyledi. Yaycı, ülkemizde de birtakım çevrelerin Yunanistan’ın kara sularını artırmasına yer hazırladığını öne sürdü, “Bu tehlikeli adımlar ne yazık ki şuurlu olarak atılıyor” ikazında bulundu. Yaycı, sorularımı sorularımızı şöyle yanıtladı:
“Egemenliği Yunanistan’a mutabakatlarla devredilmemiş ada, adacık ve kayalıklar konusu var. Yunanistan her türlü talebini lisana getiriyor lakin bizim talebimiz olmuyor. Bugün 20 adaya Yunanlılar yerleştirildi. Şu anda insansız olan adalar da kelam konusu. 1996 Kardak adaları olayından sonra Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 65 bilim adamı, asker, diplomat ve bürokratla birlikte çok önemli çalışmalar yaptı ve çalışmalar 1997 sonunda bitti. 152 ada, adacık, kayalık kümesinin mutabakatlarla iki ülkeye devredilmediği tespit edildi. Vaktin Cumhurbaşkanı merhum Süleyman Demirel bu adaların Yunanistan’a devredilmediğini açıklamıştı.
Cihat Yaycı, 18 Mayıs 2020’de Cumhurbaşkanı kararıyla Türk Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanlığı vazifesinden alınıp Genelkurmay Başkanlığı buyruğuna verilince istifa etti.
O İSİMLER AÇIKLANMALI
Artık bu 152 ada, adacık, kayalık kümesinin isimleri bir an evvel açıklanmalı. Adalarla ilgili bir asker olarak benim askeri önlem istikametinde bir teklifim olmadı. Ben daima hukuk ve diplomasiyi kullanma taraftarıyım. Bu yüzden ada, adacık, kayalık kümelerinin isimlerini açıklayalım ve Yunanistan’a, ‘Bu adalar şu, şu münasebetlerle sana devredilmediği açıktır. Sen bunlara köyler, kentler, kasabalar kuruyorsun. Bunlara askeri birlikler konuşlandırdın. Bunlar aidiyeti sana ilişkin değildir. Oturup bunları konuşalım. Çözersek, senin taleplerini konuşalım’ demeliyiz. Türkiye, bunu açıklamıyor. Biz, Yunan diplomasisinin baskısı altındayız.”
“ÜFÜRÜYOR” DERLER
Kimileri, ‘Bu amiral de emekli oldu, artık üfürüyor’ diyecektir. Bunları vazifedeyken söyledim, yedi kitap yazdım. Yunanistan, adaları askerleştiriyorsa, silahlandırıyorsa egemenlik diye bir koşulları ortadan kalkıyor demektir. Türkiye bu mevzuyu konuşmalı, masaya yatırmalıdır. Egemenlik demenin kuralı ortadan kalkmıştır.”
TARİHE GEÇİN
Birtakım siyasetçilere, ‘Yıllardır devam eden Kıbrıs sorunu, Türk- Yunan sorunu, Ege sorunu çözüp tarihe geçin’ diyorlar. Siyasetçi ne düşünür? ‘Tarihe geçeceğim, muvaffakiyet elde edeceğim’ diyor. Halbuki çözmeye çalıştığı, görüştüğü şey sorun değil Yunanistan’a verdiği taviz olacak. Kimden gidecek? Türkiye’den gidecek. Sayın Cumhurbaşkanı, ‘Biz Yunanistan’la müzakere kanallarını açık tutmak istiyoruz’ dedi. Neyi müzakere edeceğim? Yunanistan, Türkiye’nin talebini müzakere ediyor mu? Adalarını silahlandırdı. Asker çıkardı. Bunlara son vermeden müzakere olmamalı. ‘Hayır, o benim egemenlik hakkım’ diyor. Hava alanını 6 mile çekmeyi müzakere etmeyeceksin zati. Çekeceksin.”
Yağcı, Yunanistan Dışişleri Bakanlığı’nın tüm elçilik ve dış temsilciliklerine, ‘Türkiye’nin yayılmacı politikasını’ anlatmaları için hazırladıkları haritayı göndermişti. Cihat Yaycı, “Türkiye, sen da Mavi Vatan haritana sahip çık” davetinde bulundu.
LOZAN ÇOK GÜZEL İNCELENMELİ
Memleketler arası bağlantılar, deniz bahislerine, siyasi mevzulara ömür vermiş hem bir asker, hem bir akademisyen olarak söylüyorum. Şayet şu anda Lozan’da belirtilen statüye dönülse, Türkiye’nin hiçbir sorunu kalmaz. Lozan öylesine kıymetli ve Türkiye’yi sulh içerisinde bırakan bir mutabakattır. Yunanistan adaları silahlandırıyor. İtalya’ya karşı mı silahlandırıyor, asker konuşlandırıyor? Mutabakatlarla Yunanistan’a devredilen 23 ada ismen gayri askeri statüde olmak kaydıyla devredilmiş. Açıkça, bu muahedelerde Türkiye’ye tehdit oluşturmaması için gayri askeri statüde bulunması tabir edilmiştir. Zabıtlarda da böyledir. Maalesef artık bizim hem diplomatlarımız hem akademisyenlerimiz yalnızca muahede unsurlarına bakarlar. Bu yanlış. Zabıtlara bakmak lazım incelemek lazımdır. O nedenle Türkiye’nin haklarını savunmak için Lozan zabıtlarını çok düzgün incelemek lazım.”