Vitamin ve mineraller, metabolik işlevlerin sürdürülebilmesi için gerekli olduğundan ötürü, bedenimiz için son derece değerlidirler. Vitamin-mineral eksikliği bilhassa büyük kentlerde yaşayan şahıslarda istikrarsız ve sıhhatsiz beslenme alışkanlıkları ve gerilim sayesinde sık rastlanan meselelerden biri haline geldi. A, D, E ve K vitaminleri yağda çözünen vitaminlerdir. B kompleks vitaminleri ve C vitaminleri ise suda çözünen vitaminlerdir. Yağda çözüne vitaminler bedende depolanabilir o yüzden daha dikkatli alınmalıdır. Suda çözünen vitaminler ise daha paktır. Depolanmaz ve fazlası idrar yoluyla atılır.
B vitamininin 8 çeşidi bulunur. B vitaminleri suda çözünebilen bir vitamin kümesidir. B kümesi vitaminlerinin güç salınımı tepkilerinde ve güç metabolizmasında vazife alır. B vitaminleri birebir besinlerden alınabilir. B vitaminlerinin eksikliği genelde yetersiz beslenmeden kaynaklanır. B vitaminleri beyin, hudut, kalp, mide, bağırsak ve kas işlevlerinde kıymetli role sahip.
B VİTAMİNİ ESKİLİĞİ BELİRTİLERİ NELERDİR?
Doğumsal anormallikler, nörolojik rahatsızlıklar, ruh sıhhati bozuklukları (demans, depresyon), kansızlık, hipertansiyon, uykusuzluk, kalp hastalığı, enflamatuar durumları ve cilt hastalıkları B vitamini eksikliğinde oluşabilir.
B VİTAMİNİ HANGİ BESİNLERDE BULUNUR?
Karaciğer, tavuk ve kırmızı et; doğal B vitamin kaynaklarıdır. Çabucak çabucak tüm B vitamini çeşitleri kırmızı et ve tavuk çeşitlerinde yer alır. Soya sütü üzere soya eserleri, ton balığı ve uskumru üzere balık çeşitleri, barbunya ve nohut üzere fasulye çeşitleri de B vitamini açısından zengindir. B7 ve B9 vitaminleri ise meyve ve sebzelerden elde edilir.
VİTAMİN B1 (TİYAMİN)
Karbonhidratların parçalanması üzere pek çok metabolik yolak için değerlidir ve olağan güç oluşum metabolizmasına katkıda bulunur. Tam tahıllı eserler, börülce ve midye, bu vitamin için değerli kaynaklardır.
VİTAMİN B2 (G VİTAMİNİ, RİBOFLAVİN)
B2 vitamini yani riboflavin, pentoz şeker olan ribitol ve lumikromdan oluşur. Görünür ve uv ışında bozulur. Göz yorgunluğu, kataraktların önlenmesi ve tedavisi için gereklidir; karbonhidrat, yağ ve protein metabolizmasına yardımcı olur.
Ayrıca deri dokularının, tırnakların ve saçların oksijen kullanımına takviye verir, kepekleri giderir.
VİTAMİN B3 (VİTAMİN P, VİTAMİN PP, NİYASİN)
Yorgunluk ve bitkinliğin azalmasına katkıda bulunur. Niasin açısından varlıklı kimi yiyecekler, kümes hayvanları, fıstık, süt, balık, esmer pirinç ve tam tahıllı eserlerdir.
VİTAMİN B5 (PANTOTENİK ASİT)
Vücutta depolanamayan ve suda eriyen bir vitamindir. Karbonhidrat, yağ ve protein metabolizması için gereklidir. Bu vitamin insan bağırsak florası tarafından sentez edildiği için eksikliğine pek sık rastlanmaz. Lakin eksikliğinde deride yaralar, saç dökülmesi, hudut sistemi bozuklukları üzere belirtiler görülebilir.
VİTAMİN B6 (PİRİDOKSİN, PRİDOKSAMİN)
Bilhassa karbonhidratlar olmak üzere besinlerin parçalanmasında değerli bir role sahiptir. Bunun yanı sıra yorgunluk ve bitkinliğin azalmasına da katkıda bulunur. B6 vitamini kaynakları yüklü olarak kırmızı et, pirinç, patates ve ay çekirdeğidir.
VİTAMİN B7 (VİTAMİN H, VİTAMİN B-W, BİYOTİN)
Biyotin, literatürde, H vitamini yahut B7 vitamini olarak da isimlendirilen ve yeni haberlerde karşımıza sıklıkla “güzellik vitamini” ismiyle çıkan bir vitamindir. Kimyasal formülü C10H16N2O3S olan biyotin, suda çözünen bir B kompleksi vitaminidir. Kalın bağırsaktaki bakteriler tarafından da üretilen biyotin sağlıklı bir ömür için gerekli olan kıymetli bir vitamindir.
Yağ, protein ve karbonhidrat metabolizmalarında koenzimdir. Birebir vakitte hücre gelişimine katkıda bulunur, kanın şeker düzeyini ortalama seviyede tutmaya yardımcı olur. Bilhassa kemik iliği için çok değerli olmasının yanı sıra sağlıklı hudut dokuları için de gereklidir. Biyotinin son vakitlerde “güzellik vitamini” olarak anılmasının en büyük sebebi saçlara ve tırnaklara olan olumlu tesiridir. Bugün bu özelliği yüzünden, biyotin birçok kozmetik eserinde bulunmaktadır.
VİTAMİN B9 (VİTAMİN M, VİTAMİN B-C, FOLİK ASİT)
Folik asit bedenin muhtaçlık duyduğu oksijeni sağlayan kan hücrelerinin oluşumunda rol oynar. Folat düzeyinin kâfi düzeyde olması depresyon riskini azaltır. Kalp sıhhatinin korunmasında da homosistein metabolizmasının olağan fonksiyonunlarına devam etmesine katkı verir. Folik asit tüketimi bağışıklık sisteminin olağan işlevlerine katkı sağlayarak beden savunmasının desteklenmesine yardımcı olur. Ayrıyeten çeşitli nedenlerle oluşmuş halsizlik, yorgunluk üzere şikâyetlerin hafiflemesine dayanak olur. Folik asidin en değerli yararlarından biri de hamilelik periyodu ve öncesinde sağladığı yararlardır. Gebelik periyodunda folik asit tüketimi anne adayının folat düzeyinin kâfi olmasına katkıda bulunarak bebeklerde oluşabilecek omurilikte açıklık, baş yapılarında bozukluk (spina bifida, anensefali üzere nöral tüp defektleri) üzere risklerin azalmasına yardımcı olur.”
VİTAMİN B12 (SİYANOKOBALAMİN)
Normal güç oluşum metabolizmasına ve olağan kırmızı kan hücrelerinin oluşumuna katkıda bulunur. Bunun yanı sıra yorgunluk ve bitkinliğin azalmasına da katkıda bulunur. B12 vitamini açısından güçlü yiyecekler, alabalık, somon ve dana etidir.”