CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, bugün haftalık kıymetlendirme raporunu yayımladı.
Toprak, TÜİK’in açıkladığı mayıs ayı enflasyon sayılarını eleştirerek, “TÜİK’in mayıs ayı enflasyonu, ‘dezenflasyon’ tezindeki iktisat idaresinin ‘dezenformasyon’ dışında seçeneği kalmadığını ortaya çıkardı. Türkiye, halkın ‘fiyatlar artacak’ korkusuyla yaptığı harcamalardaki artış ve tüketimle büyürken dolar bazında küçülme ve fakirleşme yaşanıyor. Birinci çeyrekte tarımda yüzde 0,9’a inen büyüme besin güvenliği açısından tehlike işaretleri veriyor. Yüzde 157 artan dış ticaret açığı, Ocak-Mayıs periyodunda 43 milyar doları aştı. Bankaların Nisan ayı kârı, faizcilere çalışan iktidar sayesinde, yüzde 708 artışla dört ayda 98 milyar TL’ye ulaştı” dedi.
Toprak, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hiç kimsenin aç olmadığını argüman etmesine karşılık, zincir marketlerde çalışan çalışana, artan besin ve eser hırsızlığına karşı ‘yağma, raf ve mağaza güvenliği’ eğitimleri başlatıldığını belirtti.
Toprak’ın raporu özetle şöyle:
“İKTİDAR VAKIFLARI AKLAMA UĞRAŞINA GİRDİ: Vakıf zinciriyle ile ilgili milyonlarca dolarlık bağışın ve yurt dışına para transferlerinin gündeme getirilmesiyle başlayan tartışmalardan panikleyen iktidar, tüm sözcülerini ekranlara sürerek vakıflarını ve gayelerini aklama uğraşına girişti. Artık klasikleşmiş biçimde dava tehdidinin gündeme getirilmesi, kelam konusu TÜRGEV-ENSAR vakıflarının iştirakiyle ABD’de kurulan TİPKEN Vakfı’nın New York’ta 21 katlı yurt inşa ederek hayır-hasenat maksadı için çalıştığını savunan iktidarın vakıflar üzerine inşa ettiği modelin tıpatıp gibisi geçtiğimiz ocak ayında Kazakistan’da yaşanan olaylarla açığa çıktı.
Nazarbayev emelleri Kazak gençlerine burs vermek, okul, yurt, kreş, üniversite açmak hayır-hasenatta bulunmak olarak açıklanan 4 vakıf kurdu. Ne faaliyet raporları ne de nereden ne kazanıp nereye ne harcadıkları şeffaf olmadığı üzere sorgulanmadı. Nursultan Vakfı, Birinci Lider Vakfı, Demeu Vakfı, Elbasy Vakfı Nazarbayev ailesinin dünyanın en zenginleri ortasında yer almasına vesile olarak kurgulanan dört ayaklı servet aktarma modelinin ana tertipleri.
İKTİDAR SOKAĞI HAREKETLENDİRMEYE ÇALIŞIYOR: İktidar ittifakı, telaffuzunu daha sertleştirmeye, toplumu ve farklı bölümleri tehdit-tahrik etmeye, hakaret ve aşağılayıcı sözlerle insanların sabrını zorlayarak sokağı hareketlendirmeye hevesleniyor. Konser yasakları, şenlik yasakları, toplantı ve miting yasakları planlı bir tahrik etme sürecinin adımları olarak görülmelidir. 1 Kasım seçimlerine kadar uygulanan senaryoyu tekrarlama hevesini depreştirmiş olmalı ki, kitlesel tahriki tetikleyecek telaffuzlara yöneliyor. Umut ettiği olmadıkça, tansiyondan beslenen siyasi telaffuzlarını daha ileri hakaretlere taşıyacağını şimdiden öngörmekteyim.
TÜİK BÜROKRATLARI İSTİFA EDİYOR: Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) süratle yok olan kurumsal prestijini ve güvenilirliğini mayıs ayı enflasyon sayılarıyla tüketti. Tıpkı Merkez Bankası (MB) üzere 20 ayda dört lider değiştiren TÜİK’te geçen ay evvel Fiyat İstatistikleri Daire Lideri, akabinde TÜFE Hesaplama İstatistikleri Küme Lideri vazifeden ayrıldı.
İktidarın TBMM’ye getirdiği yasa değişikliğiyle, fiyatlar ve fiyatlar konusunda açıklama, yorum, beyanda bulunanlara ‘fiyatları etkileme’ kabahati kapsamında mahpus cezası öngörülmesi acizlikten öte bir şey değil. TÜİK’in enflasyon sepetinde yer alan toplam 409 mal kalemi ve eserlerdeki aylık ortalama fiyat artışlarını, fiyatı en çok ve en az artan eser listelerini mayısta yayınlamaması ve bundan bu türlü de yayınlanmayacağının duyurulması data karartma utancına kılıf uydurulmasıdır. Başta besin olmak üzere mutfaktaki yanığını gizleme çabasından öbür bir şey değildir.
İktidarın halkı, çalışanları, emekliyi enflasyona ezdirmeme vaatlerinin içi boş bir palavradan ibaret olduğu görülüyor. Süratle fakirleşen geniş kitlelerin daha da fakirleşmesine karşı külliyen duyarsızlaşan iktidar ve iktidar sözcüleri, gerçek enflasyonu gizliyor. Vicdanı el vermeyen kıdemli TÜİK bürokratları istifa ediyor
TÜRKİYE İKTİSADINDA YATIRIM YOK:
Geçen yılın birinci çeyreğine nazaran tarım dalında yalnızca yüzde 0,9’luk büyüme yaşanmış! Tarımdan büyümeye gelen katkı 0,03 puan ve her an eksiye inebilir. Yüksek besin enflasyonu ve besinde memleketler arası kısıtlamalar, ihraç yasakları düşünüldüğünde tarım kesiminin büyümesinin durma noktasına gelmesi tasa verici! Endüstrideki büyümeye rağmen inşaat bölümü daraldı.
HANE HALKLARININ BORÇ YÜKÜMLÜLÜKLERİNDE KREDİ KARTI BORÇLARI BİRİNCİ SIRAYA YÜKSELİYOR:
MARKETLERDE HIRSIZLIĞA KARŞI ÇALIŞANA EĞİTİM PROGRAMLARI: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hiç kimsenin aç olmadığını sav etmesine karşılık; zincir marketlerde çalışan çalışana besin ve eser hırsızlığına karşı ‘yağma, raf ve mağaza güvenliği’ eğitim programları, devreye alındı. Ülkemizde bugüne kadar en sıkıntı kriz devirlerinde bile ‘mağaza, işyeri, dükkan yağması’ yaşanmadı. Eserlere alarm aygıtı takılmadı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ülkede kimsenin aç olmadığını sav etmesi, açlık tehlikesinden kelam edenlerin samimiyetsiz ve hain olduklarını söz etmesine karşılık her gün ülkenin dört bir yanından Pazar yerlerinde atılan çürük eserleri ayıklayan, akşam pazarından rızkını arayan insan imajları geliyor.
BUĞDAY YÜKLÜ KARGO GEMİLERİ, MİLLETLERARASI KRİZE DÖNÜŞÜYOR: Ukrayna’nın Odessa limanında bekletilen, Rusya ablukası ve Ukrayna mayınları nedeniyle denize açılmalarına müsaade verilmeyen 20 milyon ton buğday yüklü kargo gemileri, memleketler arası krize dönüşüyor. Putin Rus limanları ve Belarus’u önerirken, Türkiye’ye memleketler arası baskılar ve Montrö’den taviz taleplerinin artması gündemde.
İktidar, Ukrayna buğdayının Rusya tarafından Türk karasuları üzerinden satıldığı savlarına sessiz kaldı. Birleşmiş Milletler (BM) ve AB ülkeleri Ukrayna limanlarında 20 milyon ton buğday yüklü kargo gemilerinin hür bırakılması davetlerine karşı Rusya Devlet Lideri Vladimir Putin, ülkesine yönelik yaptırım ve ambargoların kaldırılması ya da en azından gevşetilmesi şartını öne sürdü. Buğday ve ayçiçeğinde global kriz mümkünlüğünün gündeme gelmesi, askeri tahlil tartışmalarını ve Karadeniz’de sıcak çatışma tekliflerinin tartışılmasını beraberinde getiriyor.
Avrupa Birliği (AB) Rusya’ya karşı altıncı yaptırım paketini uygulamaya koydu. Doğu Avrupa ve Balkan ülkelerinde tesirli olan Rus Ortodoks Kilisesi ve Patrik Kirill’in yaptırım listesine alınması, Kirill’e seyahat yasağı getirilmesi yaptırımlardan çıkartıldı. ABD, Ukrayna’ya 700 milyon dolarlık yeni bir silah takviyesini daha kabul etti. Türkiye, Litvanya üzerinden Ukrayna’ya bedelsiz Bayraktar TB-2 SİHA vereceğini açıkladı.
UKRAYNA-RUSYA ORTASINDAKİ SAVAŞIN YANSIMALARI ÜLKEMİZDE DEVAM EDECEK: Mevcut gelişmeler, Rusya’nın sergilediği hal ve batılı ülkelerin giderek azalsa da Ukrayna’ya silah ve mali dayanağı sürdürmesi, kuzeyimizdeki savaşın yakın gelecekte sona ermesi, uzlaşı sağlanması ihtimalini önemli biçimde dışlıyor. Ukrayna-Rusya ortasındaki savaşın ülkemiz üzerindeki ve iktisattaki olumsuz yansımalarının devam edeceğini öngörmekteyim. “